Ana Sayfa

Anasayfanız Yapın!  |   Favorilere Ekleyin!

   
   
  Giriş ve Kayıt Ol
Ana Menü
 Ana Sayfa

 Foto Galeri

 Ziyaretçi Defteri

 Anı Defteri

 Mezunlar

 Haber Başlıkları

 Site Üye Listesi

 Birikim Sandığı

Hatıralar Anasayfa
 
Hatıra adında ara  |   kategori adında ara
[ A |  B |  C |  D |  E |  F |  G |  H |  I |  J |  K |  L |  M |  N |  O |  P |  Q |  R |  S ]
[ Ş |  T |  U |  V |  W |  X |  Y |  Z |  1 |  2 |  3 |  4 |  5 |  6 |  7 |  8 |  9 |  0 ]


[ Hatıra Ekle ] [ Bütün Hatıralar ] [ Kategori Ekle ] [ Kategori Listesi ]


SÖNMEYEN ATEŞ

               WinkSÖNMEYEN ATEŞKiss

   1965 yılında kurulmuş GÖKÇEADA ATATÜRK İLKÖĞRETMEN OKULU.. Ve bizler daha önce AKŞEHİR e gidenler yerine buraya yönlendirilmiştik. Okulun ilk UŞAK’lı  öğrencileri biz idik. İlk kez Adaya ayak bastığımız günden bu güne tamı tamına 45 yıl geçmişti. İşte yine bu topraklardaydık. Okulumuza yeniden kavuşmanın verdiği büyük heyecanla avazımız çıktığı kadar bağırıyorduk öğretmen marşını

“Alnımızda bilgilerden bir çelenk.

Nura doğru can atan TÜRK genciyiz.

Yeryüzünde yoktur olmaz TÜRK’e denk

Korku bilmez soyumuz.

Candan açtık cehle karşı bir savaş

Ey ! Bu yolda and içen genç arkadaş

Öğren öğret hakkı halka, gürle coş

Durma durma koş….

   Bu dizelerle çınladı okulun bahçesi. Genç öğrencilerde bu sese katılınca görülmeye değer manzara belirmişti. Kucaklaştık.. Hele  bizlere emek veren öğretmenlerimizi de görünce doruğa ulaştı hazzımız.

   Rukiye KARABULUT, Nail KARABULUT, Çınar AYBAR. Yine karşımızdaydı ve bizlere yıllar öncesini anımsattılar. Okul Müdürü Nihat ERTÜRK de ekibiyle bu büyük buluşmanın gerçekleşmesine katkı sunmuştu. Yıllar önce bıraktığımız o devasa okul bile yıllara yenik düşmüş, yorgun gözlerle gülümsedi bize. Sınıflara heyecanla daldık. Sıralarımız değişse de havası aynı geldi bize. Kısa da olsa ders ziline uyarak başladık derse. Bu ateş 1965 yılında ateşlenmiş ve yanmaya devam ediyordu. Tarih ve psikoloji öğretmenleri ayni anda dersteydik.  Sıralara sığamasak ta bulunduğumuz ortam gerçekten çok güzeldi. Bilmem kaç nesil  bir aradaydık. Bu an, kolay kolay elde edilemeyecek bir enstantaneydi. Tüm arkadaşlar eşini , çocuğunu sınıflara çıkarmış anlatıyorlardı  geçmişte yaşadıklarını. Yedikleri dayakları, çektikleri kopyaları ve daha neler neleri..

   Öğle yemeği hazırdı.. KURU ve PİLAV.. Kuyruk olundu ve “kaynak yapmayın beyler “ sesi duyuldu. Gülüştük..

Ve bu muhteşem okulun pek yakında kapanacağını duyunca bütün hayallerim karanlığa bürünüverdi.Embarassed Ülkemizin  kalkınma hamlesinin temel taşlarından biri olan “öğretmen okulları” artık kapanacakmış. Halbuki,  biz eğitimciler olarak ,bu güzide okulların daha da geliştirilerek ve hatta geçmişte örnekleri var olan “KÖY ENSTİTÜLERİ “   gibi daha kapsamlı  hale getirilmesi taraftarıydık. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma yolunda büyük katkı sağlayacağına inandığım bu okulların , bırakın kapatılmasını daha da  geliştirilerek çoğaltılması gerektiğine inananlardanım. Yetiştirdiği  bunca mezununu ülke hizmetine sunmuş bu değerli okullar yaşatılmalı.

   Bu buluşmaları sağlayan “GÖKÇEADA MEZUNLAR DERNEĞİ”  nin  özveriyle gerçekleştirdiği bu buluşmada çok değerli öğretmenlerimiz de bulunmaktaydı. Hepsine saygılar sunuyorum. Ali SEÇİM PAK ve onun öğrencileri de kendi besteledikleri “kıvancımız”  şarkısını seslendirdiler.

“Kılıç yerine kalem tutarız,

Tutuculuğun karşısındayız,

Bizler GÖKÇEADA da yaşarız

Yolumuz ATATÜRK yolu

ATATÜRK İlköğretmen Okulu..” 

  Alkışlar. Alkışlar.. Çınlattı gökyüzünü. Bu duygular, bu heyecan bitmek bilmiyordu. Aksine, daha da büyüyerek , kartopu  gibi devasa bir hal alıyordu. Ama dedim ya, bu da ne yazık ki hatıralar arsına sıkışıp kalacak. Unutulmayacak ama, içimizde BURUK bir özlem olarak kalacak.

   Bu buluşmalar elbette bir çok okul  mezunları tarafından da yapılmaktadır. Bence yapılmaya da devam edilmelidir. Genç kuşaklara aktarılacak, bir çok anı , bir çok tecrübe  bu sayede onlara ulaşabilecektir.

   Bizlerde ellerimizdeki siyah beyaz fotoğrafları renkliye dönüştürebilmek için bu  güzel ADA ya gittik. Türkiye nin en büyük adası, tabii bir ortam, kekik kokulu  tertemiz , bakir bir yaşam. Ama görmekteyiz ki biz insanlar bu güzellikleri kısa zamanda yok etmeye çaba harcıyoruz. BETON yığınına dönüştürmek için ha gayret çalışıyoruz. Ne yazık ki herkese heyecanla  anlattığımız bu güzellikler kısa sürede yerini beton yığınlarına bırakacak gibi görünüyor.. Ne olur bu ADA ya K I Y M A Y I N.. En büyük doğa akvaryumunu yok etmeyin. Ve benim ilk GÖZ  ağrım, okulum da yeni değerler yaratmaya devam etsin.

“1965 den beri sönmeyen ateş”  karanlıklara gömülmesin.

Biz ADALIYIZ diyenlerin sayısı bir yerde takılı kalmasın..

 Adalılar yolundan dönmeyecek, inanıyorum bu ateş sönmeyecek.

“ŞANLI YURDUM HER BUCAĞIN ŞANLA DOLSUN

YURDUM SENİ YÜCELTMEYE ANDLAR OLSUN….”

                                      A.      Erkin SARIOĞLU --UŞAK



Eklenme: 10-06-2012
kategori: Yaşam
Yazan: erkin
Hit: 1424
[ Geri dön | Yorum Ekle | Bu hatirai arkadaşına gönder Sevdiklerinize gönderin | Yazdırılabilir sayfa Yazdırın ]


SÖNMEYEN ATEŞ
Gönderen: tekin Tarih: 2012-08-21 10:57:33
Puanım:


Abi,güzel yazın için teşekkür ederim.Çok güzel anlatmışsın.Kıvancımız adlı marşımızı Eskişehirde topluca söyleyeceğiz.Selam ve sevgilerimle öpüyorum...Şükrü Tekin 1975

Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahip olup GNU/GPL lisansıdır.