474 ŞÜKRÜ
Kompozisyon dersinden sınava gireceğiz. Hepimiz beyaz çizgisiz dosya kağıtlarını hazırlamış hocamız Kemal Özkan'ın gelmesini bekliyoruz.
O sırada acil ihtiyaçlarını gidermekten gelen, biraz Charles Bronson benzeri kısık gözlü ,bir sınıf arkadaşımız sırasının üzerinde bıraktığı kağıdını göremeyince ,küplere biniyor. Önce tehditli bir ikaz.Arkasından ağzına ne gelirse sıralıyor.Benim beş kuruşluk kağıt parçasına tenezül eden var ya.....! Duymadığım argo kelimeler küfürler. Datça lı iki yıllık kıvırcık saçlı Dursun Uzun arkadaşımız eğlenmek derdinde. Şükrü'nün kızgınlığı hoşuna gittiği mutluluğundan belli. Ha bire damarına basarak gaz veriyordu.. Sonra tam hocamız geleceği sırada Şükrü sakin bir sesle:
-Arkadaşlar dosya kağıdımı buldum. Kitabımın arasına koymuşum.Kusura bakmayın.
Bu şekilde benim dikkatimi çekti Şükrü.Burdur Yeşilovalıyım.Yazar Fakir Baykurt'un komşu köyündenim..diye hava atmalar. Ayrıca doğaçlama yeteneğine de sahipti. Bir gün boş derste maniler düzüyordu kendince.
İzmir'in şirin semtlerindendir Buca,
Başkanımız yeşilçam kaçkını Yıldırım Koca...
Sonra Datçalı Dursun Uzun'a da bir gönderme. Belliki bir şekilde sınıfta kariyer edinme çabasında idi.
Şükrü bir gün tebrik kartlarının ardından İstanbul daki adreslerini alır.Keskincolour,Ant kartpostal v.s. Ya tutarsa deyip ailesinin gönderdiği harçlıkla riskli bir işe girişir.Yayınevlerine birer mektup yazar ve katalog ister. Aynı şekilde kitaplardaki adreslerden yine matbaalara mektup yazar oradanda katalog ister.
Sınıfları tek tek dolaşır anlatır,siparişlerini alır. Başlangıçta zorlansada bu ticari işten iyi para kazanır. Kısa zamanda okulda herkes onu kimi zaman kitapçı,kimi zamanda kartpostalcı olarak tanırlar.
Şükrü Gökçeada daki okul hayatı boyunca bu ticaretten iyi para kazanır. Kazandığı paralarıda gönlünce boğazına harcar.
Şükrü nün birde tatil zamanlarında elinden düşürmediği radyosu vardı. Radyo deyip geçmeyin. O zamanlar kıymetli. Okulda bir kaç öğrencide vardı.
Gemi gelemediği için gidemediğimiz bir dini bayramda adadaki bir Rum pastanesine gitmiş kalabalıkta açık büfe canımız ne çekmişse yemiştik. Şükrü nün kurnazlığı ile çok az bir hesap ödemiştik.
Şükrü akıllı kurnaz hakkını arayan arkadaş canlısı biri. Okuldan hiç kalmadan mezun oldu. Mardin de görev yaptığı sırada talihsiz bir kaza geçirir ve anlattıklarına göre şu an yaşaması bile mucize.
Gökçeada mezunlarını üşenmemiş kim nerede tespit etmiş.Yıllar sonra telefonumu bulup aradı konuştuk.Sonra görev yaptığım Isparta daki okuluma gelip beni ziyaret etti. Bu siteye emeği geçen gizli kahramanlardan. Hemen hemen tüm buluşmalara eşi ile katılıyor. Geçtiğimiz günlerde Antalya buluşması fikrini ortaya atan ve bu organizasyonu gerçekleştiren arkadaşlarımızın önde gelenlerinden birisi. Nitekim o akşamki mutluluğunu yüzündeki ifadeden anlamak mümkündü.
Şükrü evli iki çocuk babası ve çocukları Eczacı.Şu an emekli.Memleketi Yeşilova da oğlunun Eczanesine yardım ediyor. Onu tanıdığım ve tahmin edebildiğim kadarıyla: O daha şimdiden bu yaz gerçekleştirilecek Gökçeada ziyareti ve seneye İzmir buluşmasının planlarını yaparak heyecanını yaşıyor belki de..Kimbilir?
Her şey gönlünce olsun değerli arkadaşım Şükrü.İyi ki varsın.
663 -M. Rıdvan ERTAN