Televizyon o yılarda adada çekmiyordu. Yunanistan’ı çekiyor ondanda dil bilmediğimizden bir şey anlamıyoruz. Tek eğlencemiz okulda oynadığımız tiyatrolar birde sinema.
Adada bir açık hava sineması var o da yasak. Bir gün kaçtık sinemaya üç beş kuruş harçlığımız var verdik, bileti aldık. Tam arkada köşe bir yer bulduk oturduk. Dua ediyoruz film bir an önce başlasın. Hocalar gelir bizi yakalarsa disipline verir. Bekâr hocalardan korkuyoruz. Evli hocalar hanımlarının yanında bize bir şey demezler. En azından öyle sanıyoruz.
Birkaç evli hoca eşleri ile birlikte geldi. Oturdular. Bir kaç bekâr hoca birlikte geldi. Birisi bizi fark etti ama görmezden geldi. Biz olduğumuz yerde eziliyoruz. Nerdeyse kaybolacağız. Beş on dakikalık zaman yıl gibi geliyor insana.
Birde kapıdan resim hocası Yunus yanında eşi ile girdi sinemaya. ''Yok canım eşi var Yunus bizi yakalamaz.'' '' Sen öyle zannet.'' Yunus hanımını bir sandalyeye oturttu. Bizi fark etti.
Bize doğru geliyor. Ne yapalım? Bilet yanacak. Yunus yakalayıp disipline verecek. Yunus, bilet, disiplin kafa karmakarışık , Yunus geliyor. Yanımdaki arkadaş sinemanın çitle çevrilmiş duvarından atladı. Arkasından ben atladım. Benden sonra diğer arkadaş atladı. arkamızdan Yunus hoca Gökçeada sokaklarında bizi kovalıyor. Suçumuz sinemaya gitmek. Eğitimci eğitimciyi kovalıyor.
Bizi birkaç Rum vatandaşta gördü. Rezil olduk onlara da.
Mızrak AŞILIOĞLU 1975 Mezunu
Okul
mizrak