TÜM ÖĞRETMENLERE, ÖĞRENCİLERE, VELİLERE VE HALKIMIZA AÇIKLAMADIR
Köy Enstitüleri… Öğretmen Okulları… Şimdi de Anadolu Öğretmen Liseleri…
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim fakültelerinin en önemli öğrenci kaynağı, 166 yıllık öğretmen yetiştirme geleneğinin günümüzdeki karşılığı olan 299 Anadolu Öğretmen Lisesini kapatarak, öğretmen yetiştirme sürecine çok ağır bir darbe vurmuştur.
“Sosyal Devlet” anlayışını ruhsuz liberalizm ile vahşi kapitalizmin insafına terk eden gerici zihniyet, toplumsal yapının her alanında olduğu gibi, şimdi de eğitim anlayışını ve kurumlarını dönüştürme, daha doğrusu kendine benzetme çabası içindedir.
Biz bu zihniyeti, ülkenin 21 farklı köşesinde açılan Köy Enstitülerinin katledilme sürecinden tanıyoruz. Biz bu zihniyeti, Öğretmen Okullarının kapatılmasından tanıyoruz.
Şimdi sıranın toplumun gelecek ümidinin yeşerdiği, eğitimin şekillendiği Anadolu Öğretmen Liselerine gelme sürecini ve sonuçlarını, iyi okumak durumunda ve zorundayız.
Bu eğitim kurumları, çağdaş, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin eğitim kadrolarının var edilmesi amacıyla kurulmuştu.
Bu okulların kuruluş felsefesi; düşünen, ilgilenen, sorumluluk payı çıkaran ve bu sorumluluğun gereğini yerine getirecek kadroların yetiştirilmesiydi.
Yoksul halk çocuklarına kol kanat germenin, devlet olma sorumluluğunu yerine getirmenin ölçütü ve somut göstergelerinden biriydi.
Çağdaş eğitim bilimi doğrultusunda, yüzünü sanattan, kültürden, bilimden, halktan ve güzel bir gelecekten yana dönmüş insan yetiştirme amacıyla ve inancıyla kurulmuşlardı.
Kız-erkek ayrımı başta olmak üzere, önyargıların, tabuların ve kör inançların yok edilmesini, sonsuz ve derin bir dayanışma ruhunun yeşermesini, eğitimin halktan ve insana dair tüm değerlerden yana olmasını amaçlıyordu.
Dedelerinin ninelerinin kanlarını ve canlarını vererek var ettikleri bir ülkeye, torunlarının birer Cumhuriyet İnsanı ve Neferi olarak hizmet ederek, teşekkür etmelerini, ana ilke olarak kabul etmişlerdi.
Bu okullar birer, Cumhuriyet Projesiydi.
Planlanan ağır darbenin ilk ipuçları geldiğinde itiraz ettik. Okulların taşınmasından itibarsızlaştırılmalarına, olup bitenlere karşı, sesimizi yükseltmeye çalıştık. En üst makamdan yani Sayın Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi AVCI’dan Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılmayacağına dair söz aldık. Tüm iyiniyetimizle ve “bu kadar da olmaz” inancıyla, gösterilen “ilgiye” teşekkür ettik. Kuşkularımız da vardı ve bugün o kuşkularda haklı olduğumuz açığa çıkmıştır. Bize gerçek söylenmemiştir.
Biz, verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz.
Hatır ve hatıralarla bezenmiş ilk gençlik çağlarımıza, üstümüzde emeği olan öğretmenlerimize, bizi o okullara uğurlayan ve hasretle bekleyen ailelerimize saygı istiyoruz.
Çağdaş, demokratik ve laik anlayışla kurulmuş okullarımızın bir oldubittiyle buharlaşmamasını istiyoruz.
Yerlerine bilime, sanata, uygarlığa yakışmayan, tek tip insan yetiştirmeye yönelik, belirli bir dünya görüşünün dayatmasından başka bir şey olmayan modellerin egemen olmamasını istiyoruz.
Eğiticilik ve öğretmenlik gibi, yaşamsal önem taşıyan bir mesleğin önsözü okullarımızın ortadan kalkmasını istemiyoruz.
Karşı çıkmak görevdir. Karşı çıkıyor ve halkımızı duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Çünkü söz konusu olan, okullarımızın ortadan kaldırılması değil, sevgili ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğinin çalınmaya kalkışılmasıdır.
Sessiz kalamayız, kalmayacağız.
ARİFİYE, BEŞİKDÜZÜ, GÖKÇEADA ( İMROZ ), GÖNEN,
HASANOĞLAN, KASTAMONU GÖLKÖY, LADİK,
ORTAKLAR ( ADABELEN ), PAMUKPINAR, SAVAŞTEPE
ÖĞRETMEN OKULLARI MEZUN DERNEKLERİ
